- Home
- ŞEHİTLERE İLİŞKİN
- “GÜLÜŞLERİNLE ÖĞRENDİM YOLDAŞ OLABİLMEYİ”

“GÜLÜŞLERİNLE ÖĞRENDİM YOLDAŞ OLABİLMEYİ”
YÜREĞİMİN YOLDAŞINA…
Ameda, direnişin kalesi Kurtilerin başkenti , değeri paha biçilemez bir kent. Tarihten günümüze kadar yapılan savaşların hemen hepsinden nasibini almış topraklar… Sur’larının aşılmazlığı ile kötüleri hiçbir zaman kabullenememiş ve direnişi ile bütünleşmiş en eski kentlerden biri; AMED…
Kürdistan’da süren Özgürlük mücadelesi 2015 yılında, yeni bir evreye girmeye hazırlanmıştı. Bakure Kürdistan’da halk düşmana karşı sendromlar yaşatacaktı. Tabi bu halkın bir de öncü evlatları vardı Sur’da Çiyager, Şırnak’ta Zeryan, Cizre’de Mehmet tunç’lar gibi. Her biri sırtlamıştı Özgürlük hayallerini ve heyecanla alanlara akıyorlardı. Cizre , Amed ve Nusaybin halkı, Meydanlarda halaylar davul ve zurnalarla karşılıyordu özgürlük savaşçılarını. Ne kadar bedeller verilirse verilsin yılmak, pes etmek yoktu Fedailerin kitabında. Kimisi daha çocuk yaşta tanışmıştı “Kürdistan Sömürgedir” sözleriyle. Kimisi bedel vermişti bu topraklarda ve zalimlere karşı intikam yemini etmişti. Umut zaferden daha değerliydi onlar için. Çünkü biliyorlardı, umudu olmayanların, ne olursa olsun yenileceklerini. Ama onlar inançlı ve kararlı bir şekilde, bu savaşı fedai duruşlarıyla, yürüteceklerdi. Öz yönetimler ilan edilmiş ve bu tarihi direnişte yerini almak için herkes can atmaktaydı. 2015 yılında Bakure kürdistan’da Savaş başlamış ve çocuk, yaşlı ve kadınlar Nato’nun 3. Büyük ordusuyla savaşmaktaydı. Özgürlük savaşçılarına ve Kürt halkına güçleri yetmeyince, bodrumları ateşe verdiler cayır cayır yaktılar Özgür canları. Savaş uçaklarıyla bombalar yağdırdılar, şehirlere ama yine de pes etmedi hiç kimse.
Devrim aşkıyla, sarıp sarmaladığımız özgürlük mücadelesini eşsiz ve tanımlanması zor kahramanlar şahsında tanırız. Savaşarak , mücadele ederek ,bir halkın umudu olabilme inancıyla yaşayan, özgürlük savaşçılarının izinde yürümeyi hedef ediniriz kendimize. Ve adım atmaya başlarız, anlamın anlamını aradığı hakikat yolculuğunda.
İsmini çevrede hep duyduğumuz ve adaleti ile bir timsal olan Delil Amed (Erkan Burakmak). Adının unutulmadığı ve hep yüreklerimize nakşettiğimiz o eşsiz gülüşlerinle tanışmıştık, 2015 yılının bir sonbahar akşamında. Direnişin adı olmaya hazırlandığın günlerde, ne de heyecanlı ve moralliydin. Öyle ki ; bizi hakikatle tanıştırmaya da ne kadar hevesliydin. Bize yoldaşlığınla , sıcak kahkahalarınla “Hoş geldiniz, Özgürlük dağlarına.”demenle, ne kadar da muhteşemdin. Meşe ağaçları yapraklarını dökerken, devrim rüzgarları esmeye başlamıştı Amed’te. Sende devrime koşuyordun adeta,” bu kış farklı bir kış olacak” diyişinle. Partimizin kurulduğu topraklardan, Amed Surlarına Özgürlük ve direnişin sembolü bayrağımızı dikmeye and içmiş ,yollara düşmeye ve direnmeye hazırlanıyordun. Muhteşemliğiniz ile” ne olursa olsun ,son muhteşem olacak” diyen Çiyager yoldaş’la Amed’i hainlere dar etmeye gidiyordunuz.
Heval Delil’e bakmaktan alamamıştım gözlerimi, o kadar etkilenmiştim ki , ne dediyse ne yaptıysa heyecandan dilim tutulmuş , sadece onu izliyordum. Gerilla ateşinin nasıl yakıldığını heval Delil öğretmişti bana. Ve ben her ateş yaktığımda, yanımda o varmışçasına yine son görüştüğümüz anlara yol alırım. Yorgunluğun ne olduğunu bilmiyordu sanki, enerjisi ve gülüşü bizlere bıraktığı en değerli miras şimdi. Yine ilk elime silah veren, nasıl kullanmam gerektiğini heval delil göstermişti bana. Onu son defa göreceğimi nerden bile bilirdim ki. Bilemezdim , çünkü o bana vedalaşmak için sarıldığında “ yarım saatlik bir yola kadar gideceksin ve sonra tekrar görüşeceğiz” demişti. Yine kahkahalarla, her zaman mücadele etmeyi ve örgütü iyi tanı demekle uğurluyordu beni. Ve kendisi de heyecanlı ,moralli ve coşkulu bir şekilde zalimlerden intikam almaya yol alıyordu. Destansı Sur Direnişinde öncülüğüyle intikam alma duygusuyla savaşmaya hazırlanıyordu. Gözlerimde ve yüreğimde yer edinmiş , her an yanımdaymış gibi bir hissiyat veriyor yoldaşlığı. Bir gün Amed’e yol alacağım ve tarihin sayfalarında yerini almış direniş kahramanlarını göreceğimin umudu ve inancıyla yaşıyorum. Bana yaşamın ne anlam ifade ettiğini ve yoldaşlığın ne demek olduğunu öğreten, o yoldaşlar oldu.
Yine küçük kardeşi Uğur burakmak (Azad)’ta savaşmak için yönünü büyüdüğü Sur sokaklarına veriyordu. Bir yürekte aynı yola başkoymuş iki kardeş… Omuz omuza Sur’da düşmana karşı kahramanca savaştılar. Ve 2016 yılında kahramanca ve fedaice savaşarak , hakikate ulaştılar. Özgürlük peşinde , bir mücadele ile birleşen iki yaşam korkusuzca ve hesapsızca mücadele etmeye yemin etmiş Delil ile Azad…
Direnenler , her zaman zaferi elde edenlerdir. İşte Sur direnişi de , direnen kahramanlar şahsında zaferle taçlandırdı , özgürlük mücadelimizi. Onlar ki; bize yoldaşlığı , sevgiyi ve mücadele etmeyi öğretenlerdi. Amed’i Amed yapan direniştir, yaşamı uğruna ölecek kadar çok seven savaşçılardır. Kemal’lerden , Numan Amed’lere, Berfin’lerden , Delil’lere birer Kahramanlardır Amed’i Amed yapan. Özgürlük için savaşan direnişçilere Amed direniş mekanı olmuştur her zaman. Tarih kokar Sur’un dar ve uzun sokakları fakat direniş günlerinde o tarih kokusu yerini barut kokusuna bırakmıştır.Delil yoldaşta , elinde silahı adımlarken bu sokakları taa ciğerlerine çeker bu kokuyu. Olduğu yerde duraksar ve bu barut kokusunda Özgürlük kokusunun eşsiz tadına varır. Ve ”iyi ki buradayım” der kendi kendine. Uğurlar olsun , gülüşleri gözlerinde can bulan yoldaşım. Uğurlar olsun , ilklerimi yaşadığım ve sonsuza kadar unutmayacağım güzel insanlar….
Sözümüz var, gülüşleri çalınmış çocuklara
Sözümüz var, Direnenlere…
Sözümüz var, Çiyager’e ,Şilan’a, Nucan’a…
Sözümüz var, Delil ve Azad yoldaşlara…
Mücadele Arkadaşı