- Home
- DEMOKRATİK ULUS
- EĞİTİM
- Öz savunma -4: Ne yapmalı?

Öz savunma -4: Ne yapmalı?
Ne yapmalı, nasıl direnmeli, yaşam nasıl savunulmalı?
Kürt halkı ve özelde de Kürt kadınlarının 40 yıla varan direniş mücadelesi neoliberalizmin vahşi saldırılarına ve onun biyopolitik-nekropolitik savaş yöntemlerine karşı verilen bir mücadeledir. Kadını, toplumu ve doğayı meta olmaktan çıkarma mücadelesidir. Eril sistemin kadın bedeni, düşüncesi, duyguları üzerindeki tüm iktidar oyunlarını boşa çıkarma mücadelesidir.
Bunun için esas alınan mücadele yöntemleri ne olmuştur? Bu sistemi düşünceden başlayarak, yaşamın her alanında aşmak, özgür irade sahibi olmak, ondan sonsuz boşanmak. Bunun için hakikate ulaşmak, bilinçlenmek… Burdan yola çıkarak örgütlenmek, bunu toplumsallaştırmak. Özgürlük ahlakı temelinde yaşamı estetik kılmak. ‘Özgür yaşam özgür topraklar, özgür mekanlar ister’ perspektifinden yola çıkarak özgür yaşam alanlarını yaratmak. Ve tabi tüm bunlar için kendini savunmak, yaşamı korumak, sürekli mücadeleciliği esas almak.
Öz savunma, kapitalizmin ve erkek egemenlikli sistemin vahşi saldırıları karşısında vazgeçilmez yaşam hakkı olarak kabul edilmektedir.
Soykırım kıskacında tutulan tüm kadınlar, tüm inançlar, tüm kültürler, tüm ezilenler öz savunma sistemlerini inşa etmek zorundadırlar. Bu yüzyılın temel karakteri ‘sürekli savaş çemberi’nin kadınların, toplum ve doğanın etrafında hep diri tutulmasıdır.
Bir halkın kendi öz savunmasını yabancı bir iktidara, sömürgeci yönetim kurumlarına devretmesi, kendisini kurbanlık duruma getirmesidir. Her zaman kaderini, ne kadar yaşayıp yaşamayacağını egemen ulus-devletler karar verecektir. Bir halk kendi kendisine sahip çıktıkça halk olarak kalabilir.
Aktif bir mücadeleye yönelme yerine demokrasi, özgürlük dinamikleri, toplumsal red hareketleri, muhalif güçler savunmaya itilmektedir. Oysa şimdi hamle yapma dönemidir. Saldırılara karşı en geri noktaya çekilme dönemi değildir. “Özsavunma haktır, meşrudur” tespitini en güçlü aktif bir biçimde hayata geçirme zamanıdır. Bu anlamda öz savunma bilincini geliştirerek, direnişi kültürünü güçlendirerek ve daha fazla örgütlenerek kendi varlığımızı koruyabiliriz.
Önder APO önderliğinde Kürt halkı, Ortadoğu’nun temel demokratik değişim dinamiği ve öncü gücü haline gelmiştir. Özgürlük Hareketimiz, Ortadoğu’da ideolojik etkili siyasi ve askeri bir aktördür. Hiç kimse kadın özgürlüğünü, Kürt halkını hesap etmeden Ortadoğu’da planını hayata geçiremez. Kürt halkının meşru, haklı özgürlük mücadelesi bölgesel ve uluslar arası bir olgu haline gelmiştir. Zulme, soykırıma, imhaya, inkara karşı direnme hakkı kutsaldır. Hiç kimse bunu hiçbir halkın, ferdin, topluluğun, kimliğin elinden alamaz. Tüm saldırılara karşı zafer ruhuyla öz savunma örgütlüğünü geliştirmeli, Önderliğimizin özgürlüğünü sağlamalıyız. Bu bizim onur görevimizdir.
Savaş hali barışın olmaması halidir. Dolayısıyla barış ancak öz savunma temelinde anlam kazanabilir. Öz savunması olmayan barış teslimiyetin ve köleliğin ifadesi olabilir. Liberalizmin günümüzde halklara, toplumlara dayattığı öz savunmasız barış, hele hele demokratik istikrar ve uzlaşı denen oyun tek taraflı, gırtlağına kadar silahlı güç ile yürütülen burjuva sınıf egemenliğinin örtbas edilmesi halinden, yani savaş halinin örtülü yürütülmesinden başka bir anlam taşımaz. Öz savunmasız bir barışı gerçek barış gibi göstermek ideolojik sermaye hegemonyasının en büyük çabası olarak karşımıza çıkar. Tarihte ise daha değişik biçimde ‘kutsallaştırılmış kavramlar’la kendini ifade eder.
Zeryan Faraşin